Mutlu
Gözlerini kapattı, çığlık
attı, daha da daha da yüksek sesle attı ama hepsi içinde kaldı, çıkamadı
dışarı, hiçbir yere ulaşmadı çığlıkları. Bunaldı, bir köşeye çöktü. Kafasını
kaldırmadı bir süre, içindeki çığlıkları sildi, gözyaşlarını sildi. Hiç sesi
çıkmadı. Başını kaldırdı, kimseyi görmedi, onu kimse görmedi, zaten kimse
yoktu. Ayağa kalktı hiçbir şey olmamış gibi. Zaten ne olmuştu ki? Ne olduğunu
bilmiyordu. Hayat güzeldi, mutlu olmak için sebep çoktu, üzülmek için sebep
yoktu. Onun üzülmek için sebebi hiç yoktu.
Yaslandı, nefes aldı, derin
derin, nefes aldı. Ne olmuştu? Bir şey yok dedi, bir şey yok ki. His orada
yüreğindeydi ama, sıkıştırdı onu. Gözlerini kapattı, sadece biraz bunaldın
dedi, dışarı çık geçer.
Gökyüzüne baktı önce, sonra
etrafa, kimsecikler olmasa keşke dedi. Ne yapacaktı ki? Birkaç damla yaş
süzülecek gibiydi gözlerinden. Peki ama neden? Nedeni yok, olur bazen öyle, içi
sıkılır insanın. Boş bir sokakta duvara yaslandı. Boş değil, birileri geliyor.
Zihnine dalmasına izin vermedi, eline telefonunu aldı.
Mutluluk sebepleri, çoklar.
Neden hüzünleniyor peki? Memnun değil, anlamıyor. Anlıyor, kelimeleri yok
sadece anlatmaya. Söyleyemez, söylenmemeli. Anlamlı değil, olmaması gereken bu.
Ağlıyor, ağlar bunu hissediyor çünkü. Yine de olmamalı bunu biliyor. Arkasını
döndü, durdu gözyaşları, hissi durmadı. Ağırlık terk etmedi onu. Yüreği
hafiflemedi.
Hafifti yüreği şimdi,
gülümsedi. Bu hafifliğin tadını çıkardı. Paylaşmadı kimseyle, saflığı bozulsun
istemedi. Seyretti, her küçük şeyi seyretti, keyfini çıkardı.
Yine gece, hem bu kadar güzel
hem de bu kadar yük olan gece. Huzur dolu gece, korkunç gece… İçi sıkıldı, izin
vermedi, huzura odaklanmaya çalıştı. Sonsuza kadar işe yaramaz. Eğer gökyüzünün
altında değilsen yutar seni gece nihayetinde.
Düşündü, söylemedi, yutkundu.
İnanmadı, inanmıyordu, söylemedi.
Konuştu, hep konuştu, çok konuştu,
hep konuşurdu. Gülümsedi, iç çekti, güldü. Anlattı, dinledi, güldü. Bitti,
geçti, geceye baktı.
Yorumlar
Yorum Gönder