Peygamberin Son Beş Günü - Tahsin Yücel
Merhaba, her ne kadar bu yılki okuma listemi istediğim gibi tutamasam da Tahsin Amcayı unutmadım ve yine onun bir kitabıyla karşınızdayım. Hem de çokça bilinen bir kitabı ile Peygamberin Son Beş Günü. Öncelikle söylemem gerekir ki bu kitap da Tahsin Yücel'i benim gözümde Tahsin Yücel yapan temel her şeye sahip ama buna sonra geçelim. Şimdilik sadece bu kitaba odaklanalım.
Kitabımız bunun gerçek bir hayat olduğunu ancak bazı sebeplerden dolayı roman şeklinde yazılmak durumunda kalındığını açıklayarak başlıyor. Ancak biz Tahsin Yücel okurları olarak bunun da romanın bir parçası olduğunu biliyoruz elbette. Ardından kısaca yaşam öyküsü anlatılıyor bize Peygamberin yani Rahmi Sönmez'in. Rahmi Sönmez bir sobacının, hem komşusu hem de en yakın arkadaşı Fehmi Gülmez ise bir terzinin oğlu. Bu ikili babalarının yanında çıraklık yapmış, birlikte okula gitmiş ve hatta okulda birbirlerinin eksiklerini tamamlamışlar. Rahmi uzun boylu yakışıklı ve ezberi kuvvetli sözel zekası gelişmiş bir çocuk, Fehmiyse ikiz gibi muamele görmelerine rağmen kısa boylu ve sayısal zekasıyla öne çıkan bir çocuk. Gün gelir ve bu ikili edebiyata ilgili duymaya başlar, biri ozan diğeri eleştirmen olacaktır. Ama elbette devrimci ozan ve devrimci eleştirmen, Nazımın izinden gitmeye hazırdırlar. İkisi de birer kız sever ve onlarla evlenmek üzere anlaşırlar ve ardından üniversiteye giderler. Üniversite ikisinin de beklediği gibi çıkmaz, öğretilenlerin nazımın öğretisiyle ilgisi yoktur ama sonra bir gün bir kızla tanışırlar; Feride.
Hikayemiz burada mı başlıyor? Aslında pek sayılmaz, bütün bunlar kitapta çok kısa bir yer kaplıyor. Zaten Tahsin Amca hep yapmıyor mu bunu? Adı üzerinde kitap Peygamberi anlatıyor, hatta onun son günlerini. Yani umutsuzluk ve kandırılma dolu bir kitap okumaya hazırlanın.
Tahsin Yücel'i seviyorum, yazış tarzını konulara yaklaşım biçimini seviyorum. Ancak kitapta yoğun bir şekilde yer kaplayan eski Türkiye ve komünizm mevzusu benim hiçbir zaman sevdiğim bir konu olmadı. Bu nedenle şu ana kadar okuduğum kitapları arasında son sıraya koymak zorundayım kendisini. Bu söylediğimin aksine Nazım Hikmet'in şiirlerini yeri geldiğinde çok iyi kullanması gerçekten çok ayrı bir hava katıyordu kitaba.
Bu yarım ve düzensiz yazıyı da ertelemenin sonucu oluşan utanç olarak bırakayım buraya.
Tahsin Yücel'i seviyorum, yazış tarzını konulara yaklaşım biçimini seviyorum. Ancak kitapta yoğun bir şekilde yer kaplayan eski Türkiye ve komünizm mevzusu benim hiçbir zaman sevdiğim bir konu olmadı. Bu nedenle şu ana kadar okuduğum kitapları arasında son sıraya koymak zorundayım kendisini. Bu söylediğimin aksine Nazım Hikmet'in şiirlerini yeri geldiğinde çok iyi kullanması gerçekten çok ayrı bir hava katıyordu kitaba.
Bu yarım ve düzensiz yazıyı da ertelemenin sonucu oluşan utanç olarak bırakayım buraya.
Yorumlar
Yorum Gönder