Bıyık Söylencesi - Tahsin Yücel

     Tahsin amcanın yeni bir kitabıyla daha karşınızdayım (evet Tahsin amca diyorum çünkü kitaplarını okurken onunla konuşmadan edemiyorum ve Sevgili Tahsin Beyden başlayıp amcaya doğru seviye atladım sanırım). Bu kitapta okuduğum diğer kitaplarının aksine çok akıcı bir dil kullanmış sevgili Tahsin amca. Diyalogları, sürekli akış içerinde olan hikayesi ve uzun uzun iç tahliller yapmaması bu akıcılığı sağlayan temel sebeplerden. Ama söylemeden edemeyeceğim, ilk cümleden itibaren bıyık üzerine yazılmış bir kitap okuyor olmak gerçekten çok tuhaf hissettiriyor. Özellikle ilerleyen bölümlerde sıkça geçen bıyık maşası kullanımı, bıyık hakkında yapılan tanımlamalar ve övgüler insanı bir an durup, gerçekten bıyık hakkında bir kitap okuyorum, diye düşündürüyor. Bunun hakkında yakınıyormuşum gibi konuşsam da aslında Tahsin Yücel'in beni en çok cezbeden yönlerinden birisi bu. Yazdığı kitaplarda çok net bir şekilde öne çıkan bir unsur var ve bu unsur kitabın içinde sıkça olabildiğince abartılıyor hatta göklere çıkarılıyor. O kadar tuhaf bir hal alıyor ki durum, bir çeşit distopya gibi hissettiriyor. George Orwell'ın Winston'ının yaşamı nasıl bizim yaşamımızdan farklı, abartı, itici ve bazen dehşete düşürücü oluyorsa Cumali'nin bıyığı da öyle bir duruma geliyor ki bir şekilde benzer şeyleri hissettiriyor.
     Aslında daha fazla ayrıntıya girmeden önce kitabın kısa bir özetini geçmekte fayda var sanırım. (İleride Tahsin Yücel'in herhangi bir kitabını okumak isteyenlere bir not; kitapların arkasındaki özetlerin bir iki cümlesinden fazlasını okumayın genelde kitabın son kısmı dışında tamamını anlatıyorlar) Cumali Kırıkçı askerden döner ve babasının işinin başına geçer. İşe kendini öyle kaptırır ki tıraş olmaya vakit bulamaz, nihayet vakit bulup berbere gittiğindeyse -artık daha üst sınıfta hissettiği için farklı bir berbere gider- berber Ziya ona bıyığını kesmemeyi önerir. Ondan çok güzel bir bıyık çıkarabileceğine emindir, tek şartı kendisinin hiç dokunmamasıdır. Böylece hiç aklında böyle bir şey yokken Cumali bıyık bırakmaya başlar ki sonradan bu bıyık efsanevi bir bıyık haline gelecek ve pek çok şeyi değiştirecektir.* Bu bıyık gelişim aşamasındayken bile görenleri hayrete düşürürken tam halini aldığında, ki kendisinden çifteçengel olarak bahsedilecektir, daha önce gür sayılan tüm bıyıkları kendisiyle yarışamayacak konuma getirir. Köy halkı Cumali geçerken bıyığı görmek için yollara dökülür, Cumali evlenmek üzeredir ama bütün gelinlik kızlar bıyığa bakıp Cumali'ye varmak isterler. Cumali evlendiğinde eşi bu durumdan ilk başta çok memnun olmasa da sonraları insanların beğenisini gördükçe alışır. Bıyık önce Cumali'nin yürüyüşünü değiştirir, sonra babasının ona bakışını -artık onun gözünde okumayıp bir şey başaramamış olan oğlu nihayet önemli bir konuma gelmiştir- sonraysa Cumali'nin kendisini. Cumali bıyık yüzünden ikinci plana atıldığını fark eder, bıyığının arkasında olmaktan hoşlanmamaya başlar. Ama zamanla onu kabul ettiği gibi öne çıkarılmasını da bir zorunluluk olarak görür.*
      Kitapta incelenmesi gereken çok kişi var. Öncelikle Cumali elbette, ilk başlarda bıyığı istemez çünkü bir kere bıraktığında yeniden kesmesinin onun elinde olmayacağını düşünür ama yine de baskılara dayanamayıp kabul eder. Aslında baskıdan çok kendi zayıflığı var, çünkü bir yorum yapmadan önce herkese görüşünü sorup çoğunluğa göre karar veriyor Cumali. Üstelik bunu kitabın tamamında yapıyor. Kesinlikle istemediği bir şey dahi olsa hayır demeyip yanındakilerin ne düşündüğünü soruyor öncelikle, bir süre sonra zaten çoğunluğun düşüncesini kendisininmiş gibi benimsiyor. İkinci karakterimiz Cumali'nin babası; köylü tarafından sert ama adil olarak biliniyor ama okutmak istediği halde okumayan oğluna karşı sürekli sert davranıyor. Oğlunun bıyığının beklenmedik bir ilgi ve saygı görmesiyle sanki bu başarısı üzerinde özel bir payı varmış gibi bıyığı sahiplenip oğluna geniş bir serbestlik tanıyor daha sonraları. Bir de Cumali'nin eşi ve köy halkı var tabi. Cumali'nin eşi olanları olduğu gibi gören kitaptaki tek karakter. Bazen o da köy halkının tepkilerine uyup fikrini değiştirse de çoğunlukla bu abartılı mükemmellik baloncuğu ve bütün saçmalığın diğer yanında duruyor ve sınır koyuyor. Köy halkıysa hikayemizin abartı unsurunu çok güzel sahiplenen ve yüceltilip doğru olduğu düşünülen görüşe karşı çıkmayıp katılan bir topluluk.
     *Kitaptaki sınırı olmayan tuhaflıklardan bahsedecek olursak köy halkı arasında yayılan şu rivayeti örnek verebilirim; bıyık uzunca bir süre Cumali'nin önünde tutulduktan sonra Cumali'nin Karapala soyadını almasıyla beraber kişilik kazanır. Cumali bunu kendi soyadı olarak almış olmasına rağmen zamanla fark eder ki insanlar Karapala diye seslenirken ondan değil bıyığından bahsediyorlar. Hatta bir gün öğrenir ki bunun hakkında tuhaf bir söylenti de vardır. Karapala geceleri kanatlanıp uçmakta ve gelinlik çağındaki kızları uykularında ziyaret etmekte ve pek de söylemek istemediğim şeyler yapmaktadır. Üstelik bazı kızlar bunun için camları açık uyumaya başlamıştır! Çünkü Karapala'nın uğradığı kızın kısmeti açılmaktadır!*
     Son kritiklerime geçecek olursak: Kitaptaki rahatsız edici söylentiyi bile bir yere kadar anlayabiliyorum ama cinsellik içeren bazı kısımların yazılma amacını ve hikayeye ne gibi bir katkı sağladığını anlayamıyorum. Evet sevgili yazarımız genel olarak rahatsız edici bir hikayeyi rahatsız edici ayrıntılarla anlatıyor ve bu kitaplarına hoş bir değer katıyor bence. Yine de dediğim gibi o sahneler neden varlar bilmiyorum. Diğer bir konu, yine öncelikle yükselişe geçip göklere çıkan sonraysa dibe vuran bir karakterin olması. Bu konuda beni gülümseten bir detaysa kitabın Cumali'nin ölümüyle bitmiyor olması oldu. Bıyığın gittiği yere kadar gitmeye devam ediyor kitap ki bu da bu kitabın Cumali değil Karapala hakkında olduğunun hoş bir göstergesi olmuş. Bu kadar öne çıkmasına rağmen Cumali çok silik bir karakter ne yazık ki. *Son olarak Cumali'nin eşi Bedriye'nin Karapala soyadını aldığında Cumali'ye söylediklerini yazmak istiyorum; "Sen avratlar gibi kendi soyadını bırakıp bıyığının soyadını aldın. Ama ben bir bıyık parçasına avratlık edecek kadın değilim." İlk anda anlamlandıramasam da sonra sonra hak vermek zorunda kaldım kadına.*

Mini bir not: Cumali neden eşi olacak kadından abla diye bahsediyor Tahsin amca?     

*İki yıldız arasındaki bölümleri kitabı okumak isteyenlerin okumamasını tavsiye ederim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar